İnsanlar yaşamları boyunca kendi iradeleriyle ya da iradeleri dışında açığa çıkan çeşitli mesleki, fizyolojik ve sosyo-ekonomik risklere maruz kalmaktadır.
Bu risklerin ortadan kaldırılması, bireyler üzerindeki etkilerinin azaltılması veya sonuçlarının onarılması gerekmektedir. Ayrıca, insanların artan güvenlik
ihtiyaçlarına cevap verecek ve onlara insan onuruna yaraşır huzurlu ve mutlu bir yaşam sunacak bir yapıya ihtiyaç duyulmaktadır.Bu ihtiyaçtan doğan
“Sosyal Güvenlik” toplumun bütün bireylerinin hiçbir ayrım ve ayrıcalık gözetilmeksizin hem ekonomik hem de sosyal bakımdan bugünlerinin ve
yarınlarının güvence altına alınmasını amaçlayan;birbirleri arasında sıkı bir birlik ve uyum kurulmuş olan bir sistemler bütünü olarak tanımlanmaktadır.
Sanayi devrimi öncesi toplumlarda sosyal güvenlik fonksiyonu yardım sandıkları, aile içi transferler ve dinsel nitelikli kurumlar tarafından yerine
getiriliyordu. Sanayi devrimi, bu alanda yeni bir bakış açısı getirmiştir.Söz konusu dönem içinde işçilerin kötü çalışma koşulları devletlerin sosyal
politika alanında da bir takım koruyucu düzenlemeler yapmalarını zorunlu kılmıştır. Bugünkü anlamda sosyal güvenlik sistemi
19 uncu yüzyılın sonlarına doğru gerçekleşmiştir.
İlk kez Alman devlet adamı Bismarck, finansmanının işçi ve işveren primleri yanında devlet katkılarıyla sağlandığı bir sosyal sigorta sistemi
oluşturarak önemli bir çalışmaya imza atmıştır. Bu çerçevede, Almanya’da uygulanan sosyal sigortalar, başlangıçta hastalık (1883),iş kazası (1884),
sakatlık ve yaşlılık (1889) sigortalarını kapsamıştır.İngiltere’de ise Sosyal Güvenlik Sistemi, 1942 yılında yayımlanan ve sosyal güvenliğin
finansmanının vergi gelirleriyle sağlanmasını öngören “Beveridge Raporu” ile yepyeni boyutlar kazanmış ve çağdaş sosyal güvenlik düşüncesinin
oluşumuna büyük katkılarda bulunmuştur.Sosyal güvenlik kavramı ilk olarak 1935 tarihli Amerikan Sosyal Güvenlik Kanununda yer almıştır.
Kavram, daha sonra 1941 tarihli Atlantik Paktı Sözleşmesinde ve 1944 tarihli UluslararasıÇalışma Örgütü (ILO) Philedelphia Konferansında
kullanılmıştır. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 22 nci ve 25 inci maddelerinde sosyal güvenlik, temel haklardan biri olarak
sayılmaktadır.ILO da 1952 tarihli ve Sosyal Güvenliğin AsgariNormları Hakkındaki 102 sayılı sözleşmesinde en geniş şekilde sosyal
güvenlik kavramına yer vermiş ve bu alandaki temel düzenlemeyi yapmıştır.